Kimseye Söyleme!

Washingthon Heights kliniğinde çocuk hastalıkları uzmanı olarak çalışan Dr. David Beck’in hayatını eşinin ölüm anı ve 8 yıl sonrasından itibaren okumaya başlıyorsunuz. Coben’in okuduğum ilk kitabı olmasına karşın, üslubundan çok etkilendiğimi belirtmeliyim.

“Harlan Coben, okuyucuyu kitabın başında yakalayıp sonunda şaşkınlığa uğratan tarzın modern ustasıdır.” diyen Dan Brown’un (Da Vinci Şifresi’nin Yazarının) kitabı çok iyi gözlemlemiş olduğunu söylememe gerek bile olduğunu sanmıyorum. Yazdığı konu itibariyle (ki gerilim romanı yazmak diğerlerine göre oldukça zordur. Çünkü kişiyi kitaba bağlayacak ve bir solukta okutacak bir kareografiye ve üsluba sahip olmanız gerekir.) başarısının doruk noktasına ulaştığını düşündüğüm Coben; Edgar, Shamus ve Anthony ödüllerinin üçünü birden kazanan ilk yazar olma unvanına sahiptir. Dünya çapında çok satan çeşitli romanları bulunan yazar, Book of the Month Kulübü’nün ödüllerine de layık görülmüştür.

Bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı olayların ortasına düşen David, eşinin hayatta olduğuna inanmaya başlamakta ve ortadaki büyük sırrı çözmeye çalışmaktadır. Olaylar aslında onun etkisi dışında cereyan etmektedir.

Okuyucuyu kitabı bir solukta bitirmeye zorlayan Coben, çok farklı bir kareografi ve üslupla kitabı oluşturmuş ve dev bir eser ortaya koymuştur.

Bir gerilim filmi izler gibiydim kitabı okurken. Hiç tahmin etmediğim şeylerle karşılaştım. Harlan Coben’in bir diğer kitabı olan “Başka Şansın Yok!”u da almayı düşünüyorum.

Okumanızı tavsiye ederim…